Öğrenilmiş Başarısızlık: Kaybetmeyi Nasıl Öğreniyoruz ?

Bir köpekbalığı aç halde akvaryuma konulur. Akvaryumun içinde yüzmeye başlar. Aynı akvaryuma bir tane de küçük balık bırakılır. Aç köpekbalığı hemen küçük balığı yemek için harekete geçer.

İç ve dış şartlar gayet uygun görünmektedir. Köpekbalığı açtır ve küçük balığı nasıl yeneceğini bilmektedir ve küçük balığı yemenin kendi elinde olduğuna inanmaktadır.

Köpekbalığı yaptığı ilk saldırıda kafasını ne olduğunu algılayamadığı sert bir şeye çarpar! Şaşkın bir halde kalakalır. Bilim insanları küçük balık ile köpekbalığının arasına cam bir bölme yerleştirerek onları ayırmıştır! Köpekbalığı camı görememiş, ama kafasını çarptığında algılamıştır.

Köpekbalığı bir süre sonra tekrar saldırmayı dener, yine kafasını cama çarpar. Defalarca dener, ama hep aynı şeyi yaşar. Tanımlayamadığı  bir şey hedefine ulaşmasına engel olmaktadır. Bir süre sonra köpekbalığı küçük balığı yemek için uğraşmayı bırakır. O meşhur "Büyük balık küçük balığı yer" kuralı artık o akvaryumda geçerli değildir! Köpekbalığı depresyona girmiş gibidir. Çabalamayı kesip kendini "hayatın akışına" bırakmıştır.

 

Ve Deneyin İkinci Aşamasına Geçilir

Onun bu halini gören araştırmacılar deneyin ikinci aşamasına geçer. Bu aşamada aradaki cam bölme kaldırılır. Artık köpekbalığı isterse küçük balığı yiyebilecektir. Önünde hiçbir engel yoktur. Çok da açtır!

Araştırma ekibi neler olacağını görmek için merakla beklemeye başlar. Şaşırma sırası bilim insanlarındadır. Çünkü köpekbalığı küçük balığı yemek için hiçbir girişimde bulunmaz. Büyük balık çok aç olmasına rağmen hiçbir hamle yapmaz.

Literatürde köpekbalığının içine düştüğü ruh haline öğrenilmiş çaresizlik denir. Öğrenilmiş çaresizlik, defalarca denediği halde istediği sonuca ulaşamayan bir canlının, bir sonraki denemede başarısız olacağını beklemesinden dolayı, deneme cesaretini kaybedip hiçbir şey yapmamasıdır.